Çarşamba, Nisan 22

Neydik? Ne Olamadık?




  ''How many special people change?
    How many lives are living strange?













 Merhaba Sarımsakseverler! Bu yazıya başlamadan önce güzel bir şarkıyla karşılamak istedim sizi.   Öyle tahmin ediyorum ki, her insanın hayatında mutlaka kişiye huzur veren birçok duyguyu aynı   anda yaşamasına olanak sağlayan bir şarkı vardır. Sanırım benimki de bu şarkı.

  Bugünkü yazım diğerlerinden biraz farklı olacak. Bir kitap önerisi veya incelemesi yapmayacağım. Tam böyle dokuz sene önceki gibi içimden geçenleri yazacağım. Yaşadığımız bu garip ve bir o kadar da korkutucu zamanlarda sizlere müthiş benliğimle harika şeyler üretip sunmayacağım, bunda bir anlaşalım ilk önce. Müthiş benlikleriyle bir şeyler üretip sunanlara da burun kıvırmaya başlamadım değil.

  İlk başlarda güzeldi aslında, en güzel olabileceği noktaya kadar belki de. Ya da üstüne koca bir çizgi çekip şunu diyebilirim: Güzel gözüktü, en azından bana. Sanal müzeler hoştu, yayınlanan ücretsiz dergiler ve kitaplar da hiç fena değildi. Hemen kurbağa misali başka bir yere atlayarak şunu da söyleyeyim; evde olmak hiç de kötü değildi.

  Evde olmaktan hoşnutluk duyuyorum çünkü kalabalıkları hiçbir zaman sevmedim. Bugün bile mesela, evlerde olma zorunluluğunu hissettiğimiz günlerden birinde yani, markete gittiğimdeki o kalabalık ilk saniyede beni boğdu. Gariptir, her şey insanlarla güzelken aynı zamanda her şey insanlarla kötü.

  (Bağlamak istediğim yerler bazen kaçıyor elimden parmaklarımdan ve beynimin en büyük yerlerinden. Kusuruma bakmayın, bilinç akışı yöntemi beni aşar ama öyle yapıyormuşum gibi davranabiliriz bence. Çünkü, nedendir ki, hepimiz bir şeyleri öyle yapıyormuş gibi davranıyoruz zaten.)

  Tek başına'lık hissi kalbimin en kuytu köşelerine dokunan beynimin en görünmez yerlerinden saçılan mutluluğumu tetikliyor. Bunun birçok sebebi olabilir. Ama ortalıkta sebep arayan yok, o yüzden devam. Dikkatinizi çekerim ki, bahsettiğim şey bir yalnızlık değil. O olsa olmaz mı peki, ayıp ettin, olmaz olur mu? Ama bu, o değil. Bu, benim naçizane düşüncelerimin ışığında, bir isyandır. Demem o ki, neresinden bakacağınız size kalmış bir şekilde, tek başına'lık bir isyan duygusudur. Neye karşı olduğunu bilemiyorum tam olarak, yine derinlerden kuytu köşelerden gelen bir duygu kırıntısı söylüyor bana bir şeyler. Ama bu çok kişisel bir nokta, bunu gözden kaçırmamak gerekiyor.

  Bir iki adım geriye giderek ve şimdiyle az öncekini birleştirerek ve karantina günlerinde anladığıma emin olarak şunu diyebilirim; ilk önce kalabalık sonrasında da tek tek bireyler müthiş bir yorgunluk hissi veriyor bana. Yazımın başlığındaki ikinci soruya cevap verecek olsam:

  hiçbir şey dahi olamadık

diyebilirim. Peki ilk soru? Orası biraz kafa karıştırıcı. Cevabı bile olmayabilir. Bunun olası sebeplerinden birisi, asla ne olduğumuzla ilgilenmediğimiz olabilir. Bunun bir adım ötesinde ve belki de bir adım gerisinde bir önerme daha var; asla herhangi bir kişinin ne olduğuyla ilgilenmediğimiz olabilir. Tüm bunları tam 'şimdi'den bakarak söylüyorum. Çünkü tam da 'şimdi' tüm açıklığıyla karşımızda duruyor.

  Ucuz bir romanın karakterleriyle birlikte yaşıyoruz gibi. Kaliteli bir romanın ucuz karakterleri var etrafımızda, değil. Bu hatayı yapmam. Hep birlikte, ucuz bir romanın varlığından elbette ki habersizce ucuz bir romanın karakterleriyiz. Birisi var mesela, bedeniyle var olmaya çalışıyor. Ötekisi onun bedenine duyduğu hayranlık ile var olmaya çalışıyor. Bir diğeri de belki ruhuyla var olmaya çalışıyor. Ama bunun nasıl olacağını o da bilmiyor, elbette ki. Bir ötekisi de, tesadüfe bakın, kendi isminin yazılı olduğu sayfanın tam arkasına denk gelen yerinde yine kendi ismi yazılı olduğunu fark ediyor. Olacak o tabii, aşık oluyor kendisine. Bir başkası ise, içinde bulunduğu bölümü romanın tamamı sanıyor. O kadar ahmak ki, görme yetisi olsa dahi göremez önceki veya sonraki bölümü. Şans işte, o bölümde de bir tek onun adı geçiyor. Birkaç kişi de ahmalıklarını kıyasıya yarıştırıyor, ahmaklıklarını bir erdem sanarak.

  Bu ucuz romanda, neydik biz gerçekten, bilinmez hala. Ne olamadığımız çok açık ama: hiçbir şey.





1 yorum:

Bulamadın mı?

DMCA Protection