Pazar, Temmuz 29

Sözler Yeterli Olur Mu?


  Hayır bence yeterli olmaz. Lafla peynir gemisi yürümez. Birilerinin çıkıp, birazdan şahit olacağınız iğrençliğe, acı gerçeklere dur demesi lazım.
  Madonna konserinin etkisinden yavaş yavaş çıkmaya başladığım zaman 'Nobody Knows Me' backdropunu izlemeye ve ne anlatmak istediğini kavramaya çalışmam gerektiğine karar verdim. Yaşım gereği ne kadar anlarım bilemiyordum. Çünkü dünya çapındaki insanlar ve simgeler yer alıyordu. Ama en azından bir kelime bile bir şey kaparsam bu benim yararıma olur diye düşündüm. Ve Youtube'dan videoyu izlerken işte o bir kelimelik acı gerçekle yüz yüze geldim: Zorbalık.
  Fazla üzerinde durmayacağım bu kelimenin üzerinde ya da bu kelime etrafında gerçekleşen olaylar üzerinde. Yaşımın henüz küçük olduğunu ve şu anda bu konu hakkında söylediklerimin laf kalabalığından başka bir işe yaramayacağını düşünmekteyim. Ha ama ileride, psikolog olduğumda ya da bir yazar olduğumda bu konu hakkında fikirlerimi beyan etmekten hiçbir zaman çekinmeyeceğim. Fikirlerimle insanları ayağa kaldırmaya çalışacağım. Kitaplar yazacağım belki de bu konuyla ilgili. Ailelerin hikayelerini dinleyeceğim, onların yaşadıklarını, onlar izin verdiği sürece aktaracağım yazılarıma. Belki bir kitapta belki bir blog yazısında... Önemli olan su yüzüne çıkan fikirler, konular. Belki, şu anda fikirlerini ortaya artan bir çok kişinin olduğu yere, hapishaneyi boylarım ben de. Ama içim hep rahat olacak. Çünkü en azından bir kişi, milyarlık bir gezenden bir kişi, susmamış olacak.
  Bu blog yazısında okuldaki cinsel zorbalıktan intihar eden çocuk yaştaki insanların fotoğraflarını paylaşıp 'Rest in peace.' demekle yetineceğim.
  Bu blog yazısı, ileride bu konu ile ilgili araştırmalarımın, yazılarımın ve fikirlerimin mutlaka olacağının bir işaretidir.                        


                                           1. Asher Brown. R.I.P (1997-2010)


 2. Robbie Kirkland. R.I.P (1982-1997)



3.Seth Walsh. R.I.P (1997-2010)



4. Tyler Clementi. R.I.P (1991-2010)



5. Brandon Bitner. R.I.P (1996-2010)



6. Kenneth James Weishuhun.R.I.P (1998-2012)



7. Carl Joseph Walker-Hoover. R.I.P (1997-2009)



  Keşke sonunuz böyle olmasaydı. Keşke her şey yoluna girebilseydi. Keşke tek çözüm yolu olarak bunu seçmeseydiniz. Hiçbir zaman unutulmayacaksınız. Huzur içinde yatın.






Cuma, Temmuz 6

Toplu Taşıma Aracından Bildiriyorum.

  Bizim aşağı köşedeki düz liseye gitmeyip taa yedi durak sonra olan liseye gittiğim için pişman oluyorum arada. Ne için biliyor musunuz? Vallahi sırf yol parası için. Günde 2 TL yola gidiyor resmen. Bu ayda yaklaşık 60 TL eder.  Bunun yıllık giderini hesaplamak bile istemiyorum, istesem bile hesaplayamam da zaten.   Sayısal zekam iki senedir yok ortalıklarda. Terk etti beni. Ama dedim ben ona, gitme geri zekalı, ben sana kapitülasyon hakkı veririm Fransa'ya verdiğimiz gibi, deyince 'Demek sen tarihle daha samimisin ha?' deyip beni olaylarını tek tük, tarihlerini ise sadece 19..'lu kısmını bildiğim tarih bilgimle baş başa bıraktı.
  İlk paragrafta 10 yaşındaki Sarımsak'ın cümlelerini okudunuz. O kadar süper zeka ki 10 yaşında liseye gidiyor. Ben de 'Bu fırsat kaçmaz oğlum! Bu çocuğu alıp geleceğin Sarımsak'ı yapıp, soyumuzu devam ettirmeliyim.' dedim. Ortaya pek hoş şeyler çıkmadı gibi. Öhüüm. Her neyse.
  
  Asıl olaya gelirsek eğer, ya toplu taşıma araçlarını kullanan insanlar fazla anormal ya da anormal olanların hepsi bana denk geliyor. Birbirimizi çekiyoruz bence. İsyan edesim geliyor arada 'Nedeeen? Needeeenn bennn??'.
  Şimdi sizin için çok harika bir top3 listesi oluşturdum sevgili Sarımsak severler:

  3- Ne yapıyorsun sen amca?
 Geçenlerde arkadaşımla Optimum(Vazgeçilmez mekanım.)'da buluşacaktık, sinemaya gitmek için. Buz Devri 4'e gittik hatta. Güzeldi yani tavsiye ederim. Ben pek beğenmem animasyon filmleri ama güzeldi bu. 3'ü izlememiştim, o sırada Mamut'un çocuğu olmuş maşallah. Allah bağışlasın hangi arada seviştiniz hangi ara şey ettiniz vallahi helal olsun, bir filmde çocuğu yapıverdiler. Bu filmde de büyümüşte erkeklere asılıyor zilli.
 Optimum bize o kadar yakın değil tabii. Otobüsle gitmek gerek. Atladım otobüse, otobüste dolu gibi görünüyor filan ama hep o giriş kapısının oralarda duran sürtükler yüzünden öyle duruyor. Yoksa, hani arkasında ek bir kabin, vagon gibi bir 'ek' olan otobüsler var ya, hah işte onlardan.Baya büyük yani. Ama sanki bok varmış gibi dikiliyorlar giriş kapısının oralarda, yolda vermiyorlar. Ha bazıları çekilmeye çalışıyor filan ama popo maşallah popo değil bildiğin davul gibi olduğundan yer vermeleri işe yaramıyor. 50 kiloluk Sarımsak bile geçemiyor o popolar yüzünden. Durumun ciddiyetinin farkında mısınız!?
  Sonunda popoları atlatıp, yol vermeyenleri itip kakalayıp en arka kapının oraya ulaşabildim. İnsanların mallıklarından birisi de bu, arkaya kimse gelmiyor, kalabalık olduğunda bile sıkışıyorlar ortaya, adım bile atmıyorlar arka tarafa. Açıkçası işime geliyor. Ferah ferah takılıyorum vallahi. Yine aynı taktik ile geçtim ben arkaya. Bostancı durağına geldiğimizde otobüs durdu, inenler indi tam kalkacakken oturan adamlardan birisi, yaklaşık 40 yaşlarında, beyazlamış yerleri olan, çökmüş bir adam, bastı düğmeye. Pardon basmadı bildiğin abandı. Art arda bastı bastı bastı, ama durmadı otobüs. Son çare olarak ,korkulu rüya işte burada devreye giriyor, 'ARKA KAPIIIIII' diye bir çığırdı adam... Öldüm bittim ben. Kulaklıkla müzik dinliyordum, adam öyle bir bağırdı ki sanki son ses adamın sesini dinliyor hissine kapıldım. Daha da beteri adamın bağırırken açtığı ağzıydı. O ağız mıydı bilmiyorum fakat... Ağız gibi bir şeydi. Dökülmüş dişleri, ön dişlerin bir tanesi kalmış ki, keşke o da gitseydi, dedirtiyor insana. O derece kötü.
 Sonuca gelirsek eğer, otobüs DURMADI!

  2- 'Yaşlısı var, genci var..'
 Genellikle insanlar sabahları ayılamazlar, kendilerine gelemezler, fakat bu karşılaştığım insancıkta olay tam tersi işliyor gibi.
 Bir akşam, iş çıkışının olduğu saatlerde, bir yerden dönüyorum, eve gideceğim. Her otobüs kalabalık. Bekle Allah bekle, boş otobüs gelmiyor. Ben de pek sevmem dolu otobüslere binmeyi. Kim kime dum duma. Arka tarafa da ilerleyemiyorsun zaten. Beklemekten sıkıldım ben artık. Geçte oldu baya. Orta düzeyde kalabalık olan bir otobüse atladım, ama orta kapıdan atladım. Ön kapı dolu olduğunda, şoförün orta ve arka kapıları açmasıyla birlikte insanlar buralardan biniyorlar genelde. İşte ben de atladım orta kapıdan içeriye. Akbili uzattım birisine, bu da 20-25'li yaşlarda mal birisinin tekiydi, hani elden ele gitsin bassınlar bana geri versinler diye. Adama uzattım işte, böyle bir mallaştı afalladı bir şeyler oldu adama. 'Ne yapayım?' dedi bana. Böyle deyince ben de bir mallaştım. Yani akbil bu sonuçta. Ne yapabilirsin ki bunu? Adamın ne tür fantezileri olduğunu merak ediyorum hala. Ben tabii hemen silkindim filan 'Uzatıp basar mısınız?' dedim. Adama sanki 'Omzuna çıkayım mı? Burası çok dar be abi.' demişim gibi tip tip bakmaya devam etti. En sonunda: 'Al kendin bas, önde yaşlısı var genci var.' gibi bir şeyler saçmaladı. Ben bu sefer sinirlendim! 'Hay senin fantezilerine de, sana da!..' diye saydırdım içimden. Sonra bu cümleler dışarıya 'Yani elden ele uzatacaksın, basacaklar. Bu kadar zor mu?' diye çıktı. Öyle aradan adamlar katıldı tartışmaya, falan filan derken sonunda başka birisiyle akbili gönderdim. Adama arada tip tip baktım, bir kaç beddua sıraladım.
 Umarım artık yaşamıyordur.

 1- Azmini yerim ben senin.
 Ben yine Optimum'da sürttüm geçenlerde. Saat 4-5 gibi dönüyorum artık eve. Atladım 21U - Uğurmumcu otobüsüne. E5 üzerinden ilerliyoruz biz, kaçırmayayım durağı diye durağın olduğu yerlere bakıyorum camdan. Tıngır mıngır ilerlerken son iki durak kaldı benim inmeme, durdu bir durakta otobüs. İnen indi, binen bindi derken ilerlemeye başladı. O sırada halis mulis Türk göbeğine sahip olan amcanın teki durağın merdivenlerinden inip otobüse yetişmek için koşmaya başladı ama nafile. Durmadı otobüs. Bastı gitti. Adam arkasından saydırdı tabii el kol hareketi yapa yapa. Ben de içimden takılıyorum adama 'Geçmiş olsun amca ehe.' filan diyerek. Sonra diğer durağa geldi bizim otobüs. Bir baktım, böyle kısa süreli bir şok geçirdim. İnene kadar kendime gelemedim.'NASIL YANİ?' filan oldum ben. Bir baktım, AYNI ADAM YİNE KOŞUYOR! İnanamadım. Gözlerimi açtım böyle, inanamadım yani. Aynı adam yine koştu koştu atladı bindi bizim otobüse. Kendi kendime 'İşte azim budur!' diyerek tabiri caizse 'kendi göt oluşumu' kıvırma olayına giriştim. Ama anladığım kadarıyla adam otobüse yetişmek için minibüse binmiş. İŞTE AZİM BUDUR! 

Bulamadın mı?

DMCA Protection