Cumartesi, Şubat 23

''Neden Ben?'' - Benim Çocuğum Film Yorumu - LGBT Üzerine

   Sanırım bu zamana kadarki en uzun yazı başlığım oldu bu. Ciddi bir konu. bu konu hakkında konuşmak için ''Benim Çocuğum'' filmine gitmeyi bekledim aslında. Film/Belgesel hakkında yorum yaparak görüşlerimi bildirmeyi tercih ettim.



  LGBT'nin ne olduğunu bilmeyenler için küçük bir açıklama yapmak gerekirse Lezbiyen Gay Biseksüel Transgender kelimelerinin baş harflerinden oluşuyor ve bu tarz cinsel kimliğe sahip olan insanları kapsıyor. Benim Çocuğum filmininde de çocukları lezbiyen olan, gay olan, transseksüel olan aileler ile yapılan belgeselden oluşuyor. Anne babaların yaşadığı duyguları çocuklarıyla olan ilişkilerini ve bu olay üzerine neler yaptıklarını birinci dilden dinleme fırsatına sahip oluyoruz. Ailelerimiz elalem korkusundan sıyrılıyorlar, her şey çocuğum için diyorlar ve çocuklarıyla birlikte bir derneğe katılıp sonuna kadar çocuklarının arkasında duruyorlar. Beni bu filme gitmeye iten şey ailelerin Türk aileler olması. Fakat tabii aileler, anne babaların duruşlarından olsun, konuşmalarından olsun kültürlü olduğu çok belli oluyordu. Toz pembe görünüm verebiliyor biraz izleyicilere. Ben film sonunda 'keşke bu tarz olaylar hep böyle sonuçlansa' dedim.

   Ne yazık ki her olay böyle sonuçlanmıyor. Filmde de bahsedilen transseksüel olduğu için 57 yerinden bıçaklanarak öldürülme olayından tutun bir çocuğun gay olduğu için amcası tarafından bilmem kaç kurşunla öldürülme olayına kadar bir çok habere şahitlik etmişliğim var.

  LGBT insanlarına karşı toplumumuzda inanılmaz bir nefret olduğu tartışılmaz bir şey. Ama her ne olursa olsun bir insanı sadece kendisi olduğu için öldürmek bana anca mağara insanlarının yapabileceği bir olay gibi geliyor. Başka bir açıklaması olamaz. O mağara insanlarına göre bu, temizlenmesi gereken din suçu, dine aykırı. Onlar öldürülmeli! Bu bir Müslümanın yapması gereken en önemli görev! Çevredeki hiçbir şey insanları rahatsız etmiyor ama onların giydikleri tüm insanlığın gözüne gözüne giriyor. Çevredeki bütün seslere eyvallah diyoruz ama onların ses tonlarını duyunca öldürmek geliyor içimizden. Ama emin olun sizin o beğenmediğiniz mahalle sohbetlerinize alay konusu ettiğiniz travestiler transseksüeller, onları öldüren, 57 yerinden bıçaklayan insansı yaratıklardan daha Müslüman, daha uysal.

  Peki ya onları destekleyenler? Onlara da LGBT gözüyle bakılması saçmalığı? Binevi 'düşmanımın dostu benim düşmanımdır' mantığı değil midir? Kabul edilemez, saçma bir mantık. Belki bana da bu mantıkla yaklaşacaksınız, çokta umurumda değil açıkçası. Bana yakıştıracağınız sıfatlar yüzünden insanlığın geldiği iğrenç noktadan bahsetmeyecek değilim.

  Toplumumuzda bu konular aslında hep geri plana atılan, sözü açıldığında 'aman sus' denilen konular bunlar. Sadece bunlar değil, Türkiye'de cinsellik konuşmak başlı başına bir ayıp! Halbuki bu çok yanlış. Aramızda olan insanları konuşmamak, onları yok saymak, onları dışlamak... Hiçbir şey katmaz ki bize. Geriye sürükler sadece.

   Nereye kadar devam edecek peki bu? Ne zaman bir uzlaşmaya gidilecek? Ne zaman duracak cinayetler, intiharlar? Kenneth James Weishuhn'u hatırlıyor musunuz? Hatırlamıyorsunuz tabii nereden hatırlayacaksınız. Yazın slaytlarını izleyip izleyip ağladım, zorbalıktan dolayı intihar eden 14 yaşındaki çocuk. Sözler Yeterli Olur Mu? başlığı altında yayınladığım bir de yazım var hatta. İleride yazacağım kitabımı ithaf edeceğim insan Kenneth. Abartıyor gibi görünebilirim, evet belki de öyle. Ama burada yanlış bir şeyler var ve ben bu yanlışa göz yummak istemiyorum. İnsanların kendi kendisine verdiği yargılama hakkına katlanmak istemiyorum.



  Belki diyeceksiniz, 'Kardeşim sadece bu insanlar mı ölüyor? Neden Afrika'daki insanlardan, sokakta yatan insanlardan bahsetmiyorsun?' Fakat olay şu ki, Afrika'da insanlardan herkes bahsediyor. Bir sürü yardım kuruluşları yardım sağlamak için çırpınıyor. Peki ya zorbalıktan ölen, aşağılandığı için intihar eden, sahip olduğu kişilikleri için aileleri tarafından öldürülen, çoğu içine kapanık insanlardan olan LGBT insanlarını kim destekliyor? Kim onlar için bir şeyler yapıyor? Ben belki zorbalığa kökünden çözüm bulup aileleri bilinçlendirme LGBT insanlarını hayata kazandırma yolunda tam bir başarı sağlayamayabilirim. Fakat, birilerinden ses çıkması lazım. Sen susarsan, ben susarsam, kim konuşacak?

  Hz. Muhammed (s.a.v)'in güzel bir sözü var: ''Sakın kınamayın; çünkü kınadığınız şey başınıza gelmedikçe ölmezsiniz.'' Bu sözün üstüne söylenecek hiçbir şey yok aslında. İnandığım bir şey var, bir gün sizinde çocuğunuz LGBT insanlarından birisi olabilir. Kızınız kendisini erkek gibi hissedebilir ya da oğlunuz kız gibi hissedebilir. Peki ya o zaman ne yapacaksınız? Ben söyleyeyim mi? O zamana kadar kınadığınız, tiksinerek yaklaştığınız travestiler, transseksüeller aklınıza gelecek ve pişman olacaksınız. Deli gibi pişman olacaksınız. Sizin de çocuğunuzu dışlayacaklar. Çocuğunuz ''Neden ben?'' diyecek size. İsyan edecek. Siz ne yapacaksınız?

  Kendinize yargılama hakkını vermeyin. Söyleyeceklerim bu kadarla sınırlı değil tabii. Konuyu uzatıp sıkıcı bir hale getirmek istemiyorum, herkesin sıkılmadan okuyup 'evet cidden doğru söylüyor olabilir' demesini istiyorum. Bu konuyu burada kapatmıyorum. LGBTlerin yaşadıklarını şeyleri gözlemlerimle size aktarmak istiyorum ileride. Okuduğunuz için teşekkür ederim!

























0 yorum:

Yorum Gönder

Bulamadın mı?

DMCA Protection