Pazar, Ocak 6

2013 Dilekleri

Mayıs ayında gelmesi beklenen ama kesin olmayan Rihanna ile giriş yapmak istedim yılın ilk yazısına. Shine bright like a diamond :)



  Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl  bizlere mutlu olsun çıkı cık cık. Yeni yıl x4 bizlere kutlu olsun çıkı cık cık. 

  Bayanlar ve baylar, son dakika gelişmesini hemen sizlere paylaşmak istiyorum! Sarımsak bir yıl aradan sonra tekrar geri döndü!!! (Çaktırmayın sevgili okurlarım. Bu sene kimseye -seneye görüşürüz- esprisi yapamadım hevesim kursağımda kaldı. Acısını sizden çıkarmak istemezdim ama yazık bana da.)

  Bu yılın ilk yazısında 2013 hakkındaki dileklerimden, 2013'de ne beklediğimden filan bahsedeceğim. Hani belki olur da gerçekleşir. Bir umut. Hem de şöyle güzel bir istediğim kişisel şeylerden oluşan top3 listesi hazırlayacağım, zira doğum günüme üç aydan az zaman kaldı. Hediye için bir fikir edinmiş olursunuz. Hem bu doğum günü saçmalığına neden bu kadar önem verdiğimi anlatırım o vesileyle.

  Ben her zaman yeni başlangıçlar yapmaktan hoşlanmışımdır. Yeni yıl, yeni başlangıç. Yeni hafta, yeni başlangıç. Yeni ay yeni başlangıç gibi. ''Şimdi artık eskisi gibi olmayacağım.'' ya da ''Yaptığım hataları yarından itibaren yapmamaya çalışacağım.'' gibi. Aslında her insan yapmalı bu yöntemi. Çünkü bu sizin hayattan ümidi kesmediğini, kendinizi geliştirmek adına bir şeyler yapmaya çalıştığınızı gösterir. Umarım yeni yılda yeni başlangıçlar yapmayı başarmışsınızdır.

  Şüphesiz bu yıldan en büyük beklentim, karaktersiz, kişiliği yerine oturmamış insanlarla karşılaşmamam. Sanırım böyle bir şey imkansız. Çünkü İstanbul gibi metropol bir şehirde her türden insan var ne yazık ki. Kafanı nereye atsan kişiliği beş para etmez insanlarla karşılaşıyorsun. Yüzsüz insanlarla, iki yüzlü insanlarla. Dün arkasından tonlarca şey saydırırken ertesi gün orada burada 'O beniimm bir taneemm' diyen insanlarla. Tabii ki onların ne yaptığı beni ilgilendirmez. Benim isteğim sadece onlarla karşılaşmamak. Benden uzak dursunlar başka bir şey istemem. Umarım yüzsüzlükte nam salmış, karakterini anlamaya çalışırken karaktersiz olduğunu gördüğümüz insanlarla karşılaşmayız.
  Diğer bir önemli dileğim ise elbette ki hayallerimin gerçekleşmesi. İnatla hayallerimden vazgeçmeyenler arasındayım. 'Ne olursa olsun şu uyduruk hayallerini gerçekleştirmelisin!' diyorum her seferinde. Öyle ki New York Times meydanının fotoğrafını panoma yapıştırmış adamım derslerime çalışırken motive olup hayallerimi gerçekleştirmeye bir adım daha yaklaşabileyim diye. Kafayı da yemiş olabilirim. Emin değilim. Umarım bu yıl hayallerimizi gerçekleştirmeyi başarabildiğimiz bir yıl olur.
  Bana yapılan iyi veya kötü şeyleri asla unutmam. O kişiye her bakışımda bir film şeridi gibi bana yaptıkları geçer gözümün önünden. İyi şeyleri dokunduysa ona yardım edebilmek için her şeyi yaparım. Fakat kötü bir şeyleri dokunduysa ağzıyla kuş tutsa bile içimde bir kırgınlık, bir tavır olur hep. Bu iyi bir şey mi bilmiyorum fakat umarım bu yıl kötülükleri dokunan insanlardan çok iyiliği dokunan insanlarla karşılaşırız ve umarım hep iyiliği dokunan insanlarla beraber oluruz. Dostlarımızla... :)

 
Vee sıra geldi bu yıl öküz gibi istediklerimden oluşan top3 listesine!

                                                              1. Kulaklık
Bakın ne kadar güzel duruyor. Doğum günü hediyesi için inanılmaz bir hediye! Bana alın diye demiyorum, bir fikir olarak aklınızda bulunsun diye diyorum. Yoksa bana almasanız da olur tabii (!) Buradan inceleyebilirsiniz.

2. Twister Dance
Bakın şunun güzelliğine. Her ne kadar süper bir dansçı olmasam da sıkıldıkça açıp dans edebilmeyi isterdim. Hem içindeki şarkılara bağlı kalmak zorunda değilsin, sen de şarkı ekleyebiliyorsun! Buradan inceleyebilirsiniz!

3. Britney-Madonna Ürünleri ve Bir Kütüphane Dolusu Kitap

Şöyle bir bakınca bu sene isteklerim baya bir azalmış durumda. Bu son maddeyi de yapmış olmak için yaptım                                  
              açıkçası. Ama işin doğrusu Britney ürünlerine ve kitaplara hiçbir zaman hayır demem!

  Ve evet, neden hediyelere bu kadar çok değer verdiğime gelirsek eğer, şu ölümlü dünyada yılın bir gününü doyasıya mutlu geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ve bu mutlu günü kutlamak adına hediye benim için olmazsa olmaz. Yani yıl bir günü hediye isteyerek yüzsüzlük yaptığımı düşünmüyorum açıkçası. Yazık bana da, yılda bir kez mutlu olmaya hakkım yok mu yani? Masum kedi tarzı bir paragraf oldu bu.

  Son olarak arkadaşımın önerisi üzerine yapacağım bir uygulama var. Her yazının sonunda bir kitap tanıtacağım. Zevkli olacak gibi! Ve ilk kitabımız:

                                                        Marilyn - Aşk... Ölene Dek

       
                                                                    Yazar: Alfonso Signorini
                                                                    Yayınevi: Turkuvaz Kitap
                                                                    Sayfa Sayısı: 238


Tanıtım Yazısı:

Ünlü gazatesi Alfonso Signorini'nin kaleminden İtalya'da çok satanlar listesinde uzun süre bir numara kalan yepyeni bir biyografik roman.

Maria Callas ve Chanel'den sonra bu kez de gelmiş geçmiş en büyük Hollywood yıldızının acılarla, aşklarla, başarılarla ve milyonlarca hayranla sarılı yaşamının hiç bilmediğiniz noktalarını, nefis bir roman tadında, bir solukta okuyacaksınız...

Norma Jeane'in yetim gibi geçen acılı çocukluğundan, zorla evlendirilmesine; mankenlikten figüranlığa; seks sembolü oluşundan dünyanın en çok tanınan efsanevi Hollywood tanrıçası olmasına kadar geçen hayatı ve gizemli ölümünün perde arkası...

''Şöhret harikadır ama soğuk bir gecede ona sarınamazsınız.''

''Güzellik ve kadınsılık yaşla ilgili değildir ve inşa edilemez. Fabrikatörler bana kızacak ama çekicilik de üretilebilecek bir eşya değildir. Gerçek çekicilik bütünüyle kadınlıkta yatar.''


  Benim uzun süredir merak ettiğim bir kitap aslında. Marilyn'nin hayatına karşı bir merakım var. Sanırım bu merakımı tatmin edecek en güzel kitaplardan birisi bu. Fiyatı 24.90 TL. İçinde fotoğraflar olduğu için ve ciltli olduğu için fiyatı biraz pahalı gelebilir. Ama güzel bir biyografik roman gibi gözüküyor. Okumaya değer!
  Evet Sarımsak severler. Yılın ilk yazısının sonuna geldik! Çoğumuz yoğun bir sınav haftasına giriş yapacağız yarın. Onun için birazdan gidip yoğun bir şekilde felsefe çalışacağım! Siz de yazımı okuyun ki sınav haftasına başlamadan önce motivasyonunuzu sağlayın :P Kendinize iyi bakın!




0 yorum:

Yorum Gönder

Bulamadın mı?

DMCA Protection