Merhaba Sarımsak severler! Okullar açılır açılmaz ödev bombardımanına tutulduğumuz için konusu ve başlığı belli olan bu yazımı biraz geciktirmiş bulunuyorum. Daha ikinci haftada böyleyse, sınav haftasında canımız çıkacak herhalde.
İlk önce, iki yazı öncesinde size bahsettiğim 'planlı programlı çalışma ve hareket etme' durumunu uygulamaya sokmuş bulunuyorum. Ama daha ilk günden saat saat hazırladığım bu program otomatik olarak uygulanamaz hale geldi. Çünkü okulların saati değişmiş. Şansımın bu kadarı yani... Ama azıcıkta olsa uyguluyorum gerçekten. Ucundan kıyısından, bir şekilde uygulamaya çalışıyorum. Önemli olan da bunu yapmaya 'çalışmak' zaten :P
Başlık konumuza gelecek olursak, evet, gerçekten bazı insanlar bana 'yalnızlık' kavramını sevdiriyor. Yani demek istediğim en açık sözlü haliyle şu: 'Sen iticisin. Evet hem de çok iticisin. Konuşman, tavırların, söylediklerin... Hepsi itici. Bana yalnızlık kavramını sevdiriyorsun. Yalnız olmak, seninle birlikte olmaktan daha iyidir, eminim. Bir karar verecek olsam yalnızlığı tercih ederdim, inan. Yalnızlık kavramı senin yanında melek kalıyor. Sadece çok iticisin. Evet, cidden öylesin.'
Daha açık sözlü bir ifade kullanamazdım sanırım. Evet Sarımsak severler, duygu ve düşüncelerimin, başlık hakkında görüşlerimin özeti işte o yukarıda cümle. Öyle insanlar var ki, nasıl anlatsam, sizi böyle hayattan soğutuyor. Evet, evet sizi resmen hayattan soğutuyor! Onunla birlikte olmaktansa bir kenara köşeye çekilip kendimle baş başa kalmak daha iyi olabilecek konuma geliyor.
Peki ya ben bu insanları küçük görüp onları aşağılayarak iyi bir şey mi yapıyorum? Aslında ben kimseyi aşağılamıyorum ya da küçük görmüyorum. Bu şey gibi; 'Sen bana göre uygun bir insan değilsin, kişisel yapın bana uymuyor. Bana itici geliyor.' cümlesinde tavrın biraz daha 'iticilik' kavramıyla donatılmış hali, o kadar. Bazı insanlar da çok iyi niyetli olabilir, gerçekten amaçları itici görünmek değildir. Ama bu dediğim gibi, kişinin yapısıyla ilgili. Bu bana itici gelirken bir başkasına 'Ay canım benim, çok tatlısın.' durumlarına yol açabilir tabii.
Daha açık sözlü bir ifade kullanamazdım sanırım. Evet Sarımsak severler, duygu ve düşüncelerimin, başlık hakkında görüşlerimin özeti işte o yukarıda cümle. Öyle insanlar var ki, nasıl anlatsam, sizi böyle hayattan soğutuyor. Evet, evet sizi resmen hayattan soğutuyor! Onunla birlikte olmaktansa bir kenara köşeye çekilip kendimle baş başa kalmak daha iyi olabilecek konuma geliyor.
Peki ya ben bu insanları küçük görüp onları aşağılayarak iyi bir şey mi yapıyorum? Aslında ben kimseyi aşağılamıyorum ya da küçük görmüyorum. Bu şey gibi; 'Sen bana göre uygun bir insan değilsin, kişisel yapın bana uymuyor. Bana itici geliyor.' cümlesinde tavrın biraz daha 'iticilik' kavramıyla donatılmış hali, o kadar. Bazı insanlar da çok iyi niyetli olabilir, gerçekten amaçları itici görünmek değildir. Ama bu dediğim gibi, kişinin yapısıyla ilgili. Bu bana itici gelirken bir başkasına 'Ay canım benim, çok tatlısın.' durumlarına yol açabilir tabii.
İşte, bazı insanlar hakkında şahsi düşüncem budur. Yine klasik bir şekilde, her göndermelerde olduğu gibi bu sözlerimi de üstüne alması gereken kişi üstüne almayacak, almaması gereken kişi ise üstüne alacaktır. Olsun, ben içimdeki döktüm, o bana yeter.
Ve bazen toplumsal kurallar gereği, karşıdaki insanların yapısı gereği, açık sözlülük kavramını hayata geçirmek zor olabiliyor. Evet, ben bu sözlerimi kişinin suratına da söyleyebilirdim. Ama aynı ortamda, aynı yaşam alanında etkileşim içinde olduğumuz insanlarla zıt düşersek, bu sefer hayatımız onunla aramızda geçen bir rekabet olayına döner. Ama ben gençliğimin baharında, milletle uğraşamam. Siz de uğraşmamalısınız bence. Çünkü bu devam eder ve resmen sidik yarışına döner, bu da size hiçbir şey katmaz.
Bazen içinizi dökmeniz gerekir. Duygu ve düşüncelerinizi birilerine ya da bir şeylere aktarmanız gerekir. İşte ben o aktarma işlemini de blogum aracılığıyla yapıp sizlerle paylaşıyorum. Siz de yapın bunu. İçinizi nereye veya kime dökmüş olursanız olun, içinize bir huzur dolacaktır. En azından bir kalem alıp kağıda gıcık olduğunuz kişi hakkında düşüncelerinizi yazıp 'Ait olduğun yer burası.' diyerek tuvalate atabilirsiniz. Bunu yapmalısınız. :)
Bazen içinizi dökmeniz gerekir. Duygu ve düşüncelerinizi birilerine ya da bir şeylere aktarmanız gerekir. İşte ben o aktarma işlemini de blogum aracılığıyla yapıp sizlerle paylaşıyorum. Siz de yapın bunu. İçinizi nereye veya kime dökmüş olursanız olun, içinize bir huzur dolacaktır. En azından bir kalem alıp kağıda gıcık olduğunuz kişi hakkında düşüncelerinizi yazıp 'Ait olduğun yer burası.' diyerek tuvalate atabilirsiniz. Bunu yapmalısınız. :)
Benden bu kadar. Diğer yazıda görüşmek üzere! Kendinize iyi bakın!