Salı, Aralık 31

Üç Deyince Giriyoruz!

  Geriye dönüp 'Heyt be ne yıldı ama' deyip yılbaşı gecesi bütün aileyle yitip giden o senenin kritiğini yapan kişileri hep kıskanmışımdır. Bu seneyle yetinmeyip üstüne üstülük geçen senelerle kıyas yapanları görünce kendimi ölüm döşeğindeki alzheimer hastası gibi hissediyorum. Ama bir klasiktir blogger için, seneyi değerlendirmek.

  Bu sene bence değişimlerin senesiydi. Hem kendi açımdan hem Türkiye, hem de dünya açısından. Genelden özele gidecek olursak, dünyada Papa istifa etti, Kenya Alışveriş Merkezine saldırı yapıldı, Mısır'da askeri darbe yapıldı... 
  Türkiye de tarihi değişimlere tanık oldu. Uzun süredir, zaman ilerledikçe daralan bir kabın içine sıkıştırılmış ''özgürlük'' en sonunda dayanamadı ve özgürlük, özgürlüğüne kavuştu. Kısmen. Ağaçları korumak isteyen çevrecilerin çadırları sabaha karşı ateşe verildi. Türkiye ayaklandı. Gezi Parkı patlaması yaşandı.Milyonlar Taksim'e döküldü. İnsafsızca sıkılan plastik mermiye, biber gazına, tazyikli su ve biber gazıyla karıştırılmış tazyikli suya karşılık halk kendilerini korumak için barikat yaptı. En doğal insan haklarını yerine getiren halk provokatör oldu, çapulcu oldu, marjinal grup oldu. Medya sustu. Medyanın yerine televizyonlarda penguenler 'konuştu'. Türkiye ağır bir sınavdan geçti. İlk önce AVM sonra Topçu Kışlası tehdidine karşılık kazanan Gezi Parkı direnişi oldu. 
  Gezi Parkı seneye damgasını vurdu. Gezi Parkı ruhu oluştu. Sadece ütopyalarda olur sandığımız kardeşlik, birlik, beraberlik Gezi Parkı'nda can buldu. 
  Türkiye değişti. Yaşarken, tarih yazıldı.

  Bloğum değişti. url'si aynı kaldı, ismi değişti. Eski yazılar taslağa karıştı. Yeni sayfa açıldı, adı NTS oldu. 
  Ben değiştim. Büyüdüm. Fiziksel olarak, ruhsal olarak. 2013 yazı bana çok şey kattı. Düşüncelerim yeni bir sayfaya yazıldı. Silinse bile iz kalacak şekilde, sertçe... 2014 de değişim yılı olacak. Geleceğimin belirlenecek. Eğer olursa, üniversite hayatım olacak.

  Ve yılbaşı günü. Bugün de geçen senelerdeki yılbaşında olduğu gibi gece 12'ye kadar tıka basa abur cubur yeyip, kola içip yeni yılın ilk saatlerini tuvalette geçireceğimden şüphe yok. Ve ne yazık ki yılın ikinci gününde başlayan sınavlara yılın birinci günü çalışmak zorunda oluşumdan da şüphe yok.

  Ve gelecek. Umuyorum ki yeni yılda olumlu değişimler yaşarız. Odun gelip odun gitmek yerine umarım kendimizi geliştiririz. Sixpackli, adonisli olabilmek için harcadığımız zamanı umarım kitap okumak içinde harcarız. 
  En önemlisi, umarım noel ile yılbaşının farkını anlayabilen bir toplum oluruz. Bol Sarımsaklı, mutlu yıllar! 

0 yorum:

Yorum Gönder

Bulamadın mı?

DMCA Protection